Aylardır heyecanla bu röportajı yayınlayacağım günü bekliyordum. Sevgili Filiz Çalışır ile uzun zamandır instagramda takipleşiyoruz. O aramızdan biri. Hem anne, hem güzel bir kadın ; hem de profesyonel bir fitness eğitmeni. Bir spor aşığı. Korkarak bloğum için bir söyleşi yapıp yapamayacağımızı sordum ama her zamanki nezaketi ile olumlu yanıt verdi. Ancak O titiz ben titiz, sorulardı, yazıydı resimlerdi derken, araya Ramazan girdi, benim tatilim girdi ve söyleşimiz beklemede kaldı. Artık yayınlayabildiğim için çok ama çok mutluyum. Sevgili Filiz o kadar detaylı yanıtladı ki sorularımı ve o kadar faydalı bilgiler aktardı ki mutlaka okunması gereken bir yazı çıktı ortaya.
Öncelikle
bloğuma hoşgeldiniz. Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
1977 Erzincan doğumluyum. Evliyim,
18 yaşında bir oğlum var. Erzincan’ da yaşıyorum. Jiu Jitsu siyah kuşak ikinci
kademe antrenörüm. Ayrıca Fitness antrenörlüğü de yapmaktayım. Erzincan’ da
Power & Fit Sağlıklı Yaşam ve Spor merkezinde ; gittiği hiç bir salondan
memnun kalmayan, sonunda kendi salonunu açan bayan işletmecimizle birlikte tüm
spor salonlarında gördüğümüz eksileri artıya çevirmeye çalışarak kişiye özel ve
gruplara eğlenceli spor imkanları sunuyoruz. Öğrencilerimin spor yaparken
harika vakit de geçirdiğini görmek, bana keyif veriyor.
Sporla
ilgili bir işte çalışmak, şu an düşündüğümde bana çok ideal geliyor. Ama sporu
sevmekle profesyonel anlamda eğitmen olarak çalışmanın arasında farklar olmalı.
Sonuçta araya başka insanlar faktörü giriyor. Sizce de öyle mi? Yoksa sporu
sevdiğiniz için işiniz bu alışkanlığın devamı mı sizin için?
Çok güzel özetlediniz aslında. Bu işi çok iyi yapabilirsiniz, her tekniğe,
ince ayrıntıya hatta anatomiye hakim olabilirsiniz; ama iş bunu kişilere
aktarmaya gelince durum değişiyor.
Sürekli savunduğum bir konudur her insanın kendine özel olması. A
kişisine uyan teknik B kişisine uymayabiliyor. Değişik vücut yapıları, yaş,
alışkanlıklar, hatta psikoloji işin
içine girince, profesyonellik devreye giriyor. Ben çok sevdiğim sporu
profesyonel anlamda yapmaya başladıktan
sonra, işim olarak gördüm.Ama bu işi sevip sonradan profesyonel yönden eğitim
alıp işini hakkıyla yapan birçok insan tanıyorum. Dünyada ve yaşamımızda birçok
şey durmaksızın değişiyor. Bu nedenle kendimi sürekli araştırması, yenilenmesi
gereken biri olarak görüyorum.
Bloğumda
genelde spor salonuna gidecek zamanı veya imkanı olmayan bayanlara yönelik
bilgiler oluyor. Siz evde spor olayına nasıl bakıyorsunuz? Yok evde bu iş olmaz
deyip vaz mı geçmeli, yoksa elindeki her imkanı sağlıklı ve fit olmak için
değerlendirmeli mi?
Bloğunuzu takip ediyorum ve sizi takdir ettiğimi belirtmeden cevaba geçmek
istemiyorum. Evde spor olayına gelince hem evet hem hayır diyebilirim.
Yapılabilecekler ve yapılamayacaklar var aslında. Hangi hareketin nasıl
yapılacağı, nerede nefes alınıp nerede verileceği, hareketlerin set sayıları ve
hangi hareketin hangi bölgeyi çalıştırdığı gibi birçok konu devreye giriyor.
Sakatlığa kadar varan ya da spor yaptığı halde hiçbir sonuç alınamayan durumlar
ortaya çıkıyor. Hep savunduğumu yine tekrarlamak istiyorum. Kişi kendine
özeldir, bu yüzden iyi araştırma yapılmalı. En basit gördüğümüz koşmak ve
yürümek bile bilinçsiz yapıldığında basit kas kramplarından, ezilmelere ve
eklem rahatsızlıklarına kadar birçok sıkıntıyı doğurabiliyor. Gördüğü bir
hareketin kendisi için zarar mı fayda mı sağlayacağının bilinmesi gerekir. Ya
da o hareketi yapmak için öncesinde hangi kas grubunu çalıştırması gerektiğini
bilmeli. Her hareket herkes için değildir. Bizler bile profesyonel olduğumuz
halde zaman zaman sakatlanabiliyoruz.
Herşeye rağmen imkanları kısıtlı olan bir kişi egzersiz yapmak istiyor ise,
doğru kaynaklardan araştırıp örnek alabileceği birçok egzersiz programı var.
Biliyorsunuz ki hayatımızı kolaylaştıran internet bu konuda da bize doyurucu
bilgiler sunabiliyor. Tabii ki devamlılık önemli. Bloğunuzda bununla ilgili
kaynak ve görüntüler paylaşıyorsunuz. Özellikle araştırıcı yönünüz çok hoşuma
gidiyor. Evde olmuyor, yapamıyorum ya da vaktim yok gibi bahaneleri kabul
etmiyorum. İstedikten sonra zaman ve mekanın çok önemi kalmıyor. İstemek
başarmanın yarısıdır değil mi?
Kadınlar
ve ağırlık antremanı hakkında neler söyleyebilirsiniz? Bize önerir misiniz?
Örneğin ben 3er- 4er kilo arası kullanıyorum. Bu yeterli midir normal bir kadının antreman düzeni için?
Ayrılmaz ikili diyebilirim. Genç yaşlı herkese öneririm. Eskiden kadınların
fiziksel görüntüsünü değiştirmesi, kardiovasküler egzersiz ve düşük kalorili
diyetlere dayanıyordu. Artık bu algı değişti. Ağırlık antremanlarının görsel
değişiklikten ziyade birçok faydası bulunmakta. Metabolizmayı hızlandırması, kemik yoğunluğunu arttırması, yağsız kas kütlesinin artması, yaşlanmayı
geciktirmesi, birçok kronik hastalık riskini azaltması, daha iyi hissetmek, daha
iyi görünmek gibi bir sürü sebep sayılabilir. Ağırlık kullanımında, her bölge,
ya da aynı bölgede farklı çalışmada kullanılan ağırlık da farklılık
göstermektedir. Örnek olarak kendi antremanlarımda yaptığım bench press,
dumbell bench press, ya da incline bench press için farklı ; göğüs, sırt, bacak
antremanlarında da farklı ağırlık kullanıyorum.
Genel bir bilgi isterseniz, egzersize ve set sayılarına bağlıdır dumbell
seçimi. Dumbell ağırlığını tekrar sayısına göre seçmek lazım. Seçtiğimiz
ağırlık, yapmak istediğimiz hareketi tam anlamıyla, düzgün formda
yapabileceğimizden fazla olmamalıdır. O yüzdem 3 ya da 4 kilo yeterli, yetersiz
diye bir adlandırma yapamayacağım. Örnek verirsek, yapacağınız set 4 x 10 ya da
4 x 12 setin sonunda 10 ya da 12 tekrarı yaptığınızda kasınızda yanma
hissediyorsanız doğru ağırlığı buldunuz demekdir. Hafiften başlayıp, yavaş
yavaş arttırılmalı. Eğer ilk defa çalışmaya başlayacaksanız, kadınlarda kol
için 1-1,5, göğüs için 3 kilo ile yana açış ya da pres olabilir. Sırt içinse 4 kilo
diye genel bir bilgi verilebilir. Tabii bu kişiden kişiye farklılık
gösterebilir. Önemli olan kaldırdığınız kilo değil, kası nasıl
hissettiğinizdir. Bu tamamen hedef sayınıza bağlıdır. Hareket boyunca çok ağır
çalışmamayı tercih edin. Önce hafif kiloda başlayın, kiloyu yavaş yavaş kası
geliştirdikçe arttırın. Ev hanımı, iş hanımı hiç farketmiyor, hayatında
dumbell’ in ne demek olduğunu bilmeyen ama çalışmaya başladıktan sonra beni
hayrete düşüren birçok üyem olmuştur. Bu yüzden normal bir kadın antremanı diye
bir şey yok. Bir kilodan başlayıp düzgün formda geliştikçe kilo arttırın.
Belirli süre çalıştıktan sonra o ağırlığın size yeterli olmadığını
göreceksinizdir. İşin en zevkli yönü de kendi gelişiminizi gözlemlemektir.
Beslenme
konusunda neler önerirsiniz bir sporcu olarak?
Benimle çalışmaya başlayan üzelerin ilk sorysu : ‘ Ne yiyip ne içmeliyim?’
Cevap yok J Bana göre
aldığım eğitimlerde ve kendi deneyimlerimde öğrendiğim beslenme kişiye özeldir.
Üyelerime eğer bir diyetisyene gidiyorsan ve sana liste verdiyse, arkana
bakmadan kaç derim J. Beslenme kişinin yaşına, hayat tarzına,
alışkalıklarına, maddi durumuna ve zamanına bağlıdır ve en önemlisi
sürdürülebilir olması gereklidir. Hocam nasıl bir diyet yapmalıyım sorusunu
sevmiyorum. Beslenme konusunda çok canı yananlardanım ve itiraf etmeliyim ki
yanlış beslenmeden dolayı birçok hastalığa maruz kaldım. İrritabl bağırsak
sendromu da dahil birçok sağlık problemi yaşadım. Kişi, mutlaka ya çok iyi
araştırıp bilgi edinmeli ya da mutlaka deneyimli birinden destek görmeli diye
düşünüyorum. Takip ettiğim birçok diyetisyen ve yaşam koçu arasında gerçekten
işini iyi yapan da var insanların sağlığı ile oynayıp yanlış bilgi veren de.
Antalya’ da yaşayan Suna Su hocamdan altı ay boyunca destek ve eğitim aldım, hakkını
hiçbir zaman ödeyemem. Kişinin kendine özel olduğu gibi, beslenmede de
insanları kodlarının yönlendirdiğini, diyet ya da beslenmeyle ilgili basit ve
zararsız kelimelerin beynimizde kodlarımızda yarattığı olumsuzlukları, normal
bir insan gibi yiyip hayatıma ve sporuma devam edebilmeyi ve hayatım boyunca
doğru beslenerek öncelikle bedenim için ihtiyaç duyduğum gıdaların doğru alımı
ile kilo kontrolünü nasıl yapacağımı öğrendim. Kendisi halen instragramda
@diyetsizyaşam adı altında birçok insana destek vermektedir. Sayfasını
incelemek isterseniz http://www.sunasu.us/ adresine bakabilirsiniz.
Herkesin amacı, yaptığı spor ve alması gereken makro mikro değerler
farklılık gösterir. Ben beslenme konusunda biraz katıyım sanırım, eski tip
beslenme usulünden yanayım. Her şeyin doğalı, işlem görmemişi ve paketlenmemişi
benim için öncelikli. Oğlum da sporcu. Aynı evde olmamıza rağmen, ikimizin de
beslenmesi farklı, gerisini siz düşünün J. Glutenden dolayı o bulgur, pirinç yese
bile ben karbonhidrat seçimlerimde farklı arayışlara giriyorum. Öğünlerim bol
yeşil yapraklı sebze, bol protein, doğru karbonhidratlar, sağlıklı yağlar ve
meyvelerden oluşuyor. Önemli olan seçimlerin doğru yapılması. Ne kadar
yediğimizden ziyade, ne yediğimiz önemli. Bunu kendimde ve öğrencilerimde de
gözlemledim.
Aslına bakarsanız tartışmaya açık bir konu. Birçok araştırmada yapılmaması söylenmekte. Daha önce de belirttiğim gibi yaptığımız spora göre de değişiyor. Benim fikrimi sorarsanız yoga, ya da açık havada hafif tempolu yürüyüş her gün olmalı. Teknoloji devrindeyiz, herşey elimizin altında. Stres almış başını gidiyor. Bu gibi hafif tempolu egzersizler stresle başa çıkmak için birebir. İnsan ruhuna iyi geliyor. Nerede hareket orada bereket diyenlerdenimJ . Spor salonundan ve kendi idmanlarımdan arta kalan sürede mutlaka yürümeye çalışırım. Yürümek aslında benim için vücudumun ve ruhumun dinlenmesi anlamına geliyor. Özellikle sabah erken saatlerde aç karnına yapılan yürüyüşlerde vücut enerji ihtiyacı için direk yağlara yönelmekte. Yürüyüşlerimi mutlaka sabahın erken saatlerinde yapıyorum. Geçen sene gittiğim tatilde bile her sabah kumsalda yürüdüm. Değeri benim için paha biçilemez. Vakit buldukça hafif tempolu yürüyüşe asla hayır demeyin.
Doğum
yapan kadınlarla ilgili yazdıklarımı biliyorsunuzdur. Transverse abdomen
kasının kuvvetlendirilmesi konusunda siz neler düşünüyorsunuz? Nedir bu çok
tartışılan mekik konusu?
Harika J Tam
araştırdığım konu. Bloğunuzdaki yazıları da okudum. Üyelerimizden 3 ay önce
doğum yapmış bir hanım var. Yaşadığı durum diastasis recti. Kısacası karın
duvarını örten iki taraftaki kasların birbirinden ayrılması ile arada oluşan
boşluk. Bir hafta önce öğrencilerimle birlikte bu aralığı ölçtük. Şimdi de
üyemizin hamilelikten dolayı oluşan açıklığı kapatmaya çalışıyoruz. Ama yaptığı
egzersizler içine mekik koymadığım takdirde karnının çalışmayacağını sanıyor.
Tüm öğrencilerimde bu yanlış bilgi var maalesef. Hatta salonumuza bununla
ilgili yazılar ve resimler yerleştirdik düşünün artık durumun ciddiyetini.
Bildiğimiz gibi transverse abdominus omurganın dik ve tüm hareketlerde
istenilen pozisyonda tutulmasını sağlayan en önemli kası. İç organlarımızı
korse gibi saran derin grup kası olup, core kas grubunun en önemlisidir. Enine
olan bu karın kası karın ön ön yan duvarının en içte kalan, en ince kası.
Kuvvetli soluk vermek de etkilidir. Bana göre en önemli egzersizler pilates
nefesi, pelvis tuck ve olmazsa olmaz plank. Seanslarımızda yaptığımız tek bir
egzersiz ile de birden fazla kas grubunun çalıştırılması taraftarıyım. Bir
taşla iki kuş gibi J. Mekik, yani crunch’ a karşı değilim ama çok
bilinçli yapılması gereken bir egzersiz olduğunu belirtmeliyim. Crunch, rectus
abdominus kaslarını çalıştırıp, belin bükülmesini sağlar. Bükülme hareketinde
belin en çok sinir olan bölgesine bana göre gereksiz yere baskı yapıyor. Omurga
da devreye giriyor ve tam tersi c şeklini alıyor. Unutmamak gerekir ki
iyileşmeyen tek yer omurlar. Toplamda 6 kas çalıştırmak için riske atmaya gerek
görmüyorum. Ama plank sırasında 20 kasla birlikte, omurga doğal pozisyonda, hem
karın hem sırt kaslarımız çalışıyor. Bu yüzden öğrencilerimize hafif bir bel
egzersizinden sonra plank yaptırma taraftarıyım.
Peki
günlük çalışma süresi olarak ne önerirsiniz? Haftada kaç gün spor yapmalı?
Hergün derim ama bu kişinin yaptığı spora ve egzersize göre de değişkenlik
gösterir. Sporu aynı su içmek, yemek yemek gibi doğal bir ihtiyaç oöarak görmek
gerekiyor. Her gün spor yapanlar bunu bir alışkanlık hakine getiriyorlar ve
daha düzenli yapıyorlar. Eğer zorla spor yapıyorsa kişi, haftada 2 ya da 3 gün
hiç yoktan iyidir derim. Süresi en az 45 dakika olmalı. Hafif egzersizlerde 60
dakika ve biraz üstüne çıkılabilir. Dediğim gibi yaptığı egzersize göre
değişkenlik gösterecektir. Bu değişkenlik özellikle Fitness’ te görülmektedir.
Fitness yapıldığı takdirde ilk 3 ay tüm vücut haftada 3 gün şeklinde, 3 aydan
sonra ise vücut bölgelere ayrılarak
çalışmaya devam edilir. Profesyoneller yemek ve uyku düzeni tam olduğu için 6
güne çıkarıyor. Bir saatten fazla yapılan sporun ekstra bir yararı olmadığı
artık herkesçe bilinmekte. Ama bu süreye setler, ya da egzersizler arasındaki
dinlenme molası dahil edilmemelidir.
Ben boş bıraktığım günlerde de yoga veya hafif tempolu yürüyüş yapıyorum. Sizce hiç mi yapmamalı?
Ben boş bıraktığım günlerde de yoga veya hafif tempolu yürüyüş yapıyorum. Sizce hiç mi yapmamalı?
Aslına bakarsanız tartışmaya açık bir konu. Birçok araştırmada yapılmaması söylenmekte. Daha önce de belirttiğim gibi yaptığımız spora göre de değişiyor. Benim fikrimi sorarsanız yoga, ya da açık havada hafif tempolu yürüyüş her gün olmalı. Teknoloji devrindeyiz, herşey elimizin altında. Stres almış başını gidiyor. Bu gibi hafif tempolu egzersizler stresle başa çıkmak için birebir. İnsan ruhuna iyi geliyor. Nerede hareket orada bereket diyenlerdenimJ . Spor salonundan ve kendi idmanlarımdan arta kalan sürede mutlaka yürümeye çalışırım. Yürümek aslında benim için vücudumun ve ruhumun dinlenmesi anlamına geliyor. Özellikle sabah erken saatlerde aç karnına yapılan yürüyüşlerde vücut enerji ihtiyacı için direk yağlara yönelmekte. Yürüyüşlerimi mutlaka sabahın erken saatlerinde yapıyorum. Geçen sene gittiğim tatilde bile her sabah kumsalda yürüdüm. Değeri benim için paha biçilemez. Vakit buldukça hafif tempolu yürüyüşe asla hayır demeyin.
Benim
genel olarak karşılaştığım bahane, yapmak isterdim ama... çok güzel keşke
yapabilsem, keşke vaktim olsa... Tabii herkesin görüşüne saygılıyım bu bir
tercih ama günlük hareketi ben sağlıklı olmanın bir şartı olarak görüyorum.
Size bu bahaneleri öne sürenler oluyor mu, nasıl motive ediyorsunuz?
Karar senin, bencil mi kalmak istiyorsun diyorum? Ne alakası var diyeceksiniz
ama bu bahaneye sığınanlar hayatta herkesten farklı bir konumları olduğunu ve
işlerinin onları nefes aldırmadan sürekli meşgul ettiğini düşünürler. Oysa iş
temposu çok yüksek olan, okula giden, çocukları olan tek kişi değil kimse. Bu
durumda olup hayat boyu spor yapanlar var. Bütün uğraşlarını ve özel
hayatlarını sağlıklı, enerjik, stressiz ve dinamik bir şekilde yapabilmenin tek
anahtarı spor. Sporu hayatının bir parçası haline getirmek asıl konu.
Biz salonumuzda da herkesin kendine göre severek yapabileceği çeşitli
alternatifler sağlayarak bu soruna çözüm bulduk.
Besin
takviyelerine bakışınız nedir? İlaç kullanılmalı mı mutlaka kilo vermek veya
yağ yakmak için?
Yağ yakıcılar hiç bir harekette bulunmadan oturduğunuz yerden yağlarınızdan
kurtulmanızı sağlamaz. Aslına bakarsanız aldığımız besinler doğru
tüketildiğinde vücut yağ yakıcıyı kendi üretmekte. Ancak vücut kendi günlük
enerjisini karşılayabilecek kadar üretebiliyor. Sağlıksız beslenmek ve hemen
hemen tüm gıdaların genetiği ile oynandığı için vücut günlük enerjisini bile
üretemez hale geliyor. Sağlıklı beslenip, spor yapıyor ve hala sonuç
alamıyorsanız, sporun yanı sıra yağ yakıcı da kullanabilirsiniz. Biz
öğrencilerimize L carnitin öneriyoruz. En sevdiğim özelliği vücuda giren
yiyeceklerin yağ olarak depolanmadan enerjiye dönüşmesi. Sporla birlikte
performansta kayda değer bir artış sağlar. Ancak bu yağ yakıcı olmazsa olmaz
demek değildir. Çok iyi araştırılıp yan etkisi olmayan, onaylanmış,
tescillenmiş ürünler kullanılmalı. Basında sahte ilaçlar yüzünden ölümlerin
bile olduğunu okumaktayız. Kendi öğrencilerimize de herşeyi, bizim
önerilerimizi bile mutlaka araştırmaları gerektiğini öneririz. Sürekli
araştırıp öğrendikçe, doğru bildiğimiz bazı şeylerin zamanla yanlışlığının da
kanıtlandığını görebiliyoruz. Destek alınabilir ancak kendine neyin iyi gelip
gelmediğini kişinin kendisi bilmelidir.
Konuk olduğunuz ve verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederim. Ben kendi adıma çok güzel bilgiler aldım.
Bloğunuzda beni konuk ettiğiniz için ben teşekkür ederim. Destek ve yardımcı olmaya her zaman hazırım.
Konuk olduğunuz ve verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederim. Ben kendi adıma çok güzel bilgiler aldım.
Bloğunuzda beni konuk ettiğiniz için ben teşekkür ederim. Destek ve yardımcı olmaya her zaman hazırım.
Çok güzel bir röportaj olmuş benim gibi bahane üretenlere iyi bir cevap olmuş 😂
YanıtlaSilEvet o yüzden Filiz hanim gibi azimli kadinlara blogumda yer vermeyi seviyorum.
SilCok guzel bir röportaj olmus keyifle okudum ellerinize saglik ☺
YanıtlaSilÇok tesekkür ederim 😊
SilÇok güzel bilgiler keyifle okudum. Her ikinize de teşekkürler....
YanıtlaSilBiz tesekkür ederiz 😊
Silcanım bomba gibi dönmüşsün... süper bir yazı olmuş... sevgiler...
YanıtlaSilBen de çok severek hazirladim tesekkür ederim 😊
SilNe kadar detaylı ve yararlı veriler.Bu röportajı genç bloggerlerımızın okuyup, tatbik etme şansları yüksek.İnan Derya yürüyüşün dışında eğer doktorum izin verse senin tüm yayınlarındaki hareket ve önerilerini uygulardım.Şimdi maalesef :(
YanıtlaSilSeni kutluyorum.Çalışkansın.Sevgilerimle :)
Ece hanimcigim tesekkür ederim. Yürüyüsten vazgeçmeyin derim hele açik havada yapilandan hiç. Sevgiler 😊
SilÇok güzel bir röportaj olmuş. Keyifle okudum:))
YanıtlaSilÇok tesekkürler canim 😊
SilRöportaj harika Derya'cım ve çok faydalı bilgiler içeriyor. İkinizin de ellerine sağlık :)
YanıtlaSilÇok tesekkür ederiz 😊
Silbasaramayacagin is yok başarıların daim olsun filiz çalışır...
YanıtlaSilTesekkur ederim Yasemin Yanar 😊
SilOkuyup yorumladiginiz için tesekkür ederim Yasemin hanim.
SilÇok kapsamlı bir söyleşi olmuş besinlere kadar. Evde spor konusu özellikle ilgimi çekti. Tabii, imkanlar dahilinde her şey. Ama açık havada olanı en güzeli. Hele dağlarda yürüyüş. Trekking.
YanıtlaSilBu konuda çok haklisin. Açik havada hareket etmeyi ben de çok seviyorum.
SilKeyifle okudum :) Hoşgeldin Deryacım :))) Spor konusunda bir tembellik var ki bende de sorma.Sevgilerimle.
YanıtlaSilHosbulduk 😊. Mevsim degisikligini atlatinca uyum saglariz sanirim.
Silharika bir röportaj olmuş, ikinize de kolaylıklar ve başarılar dilerim :) elinize sağlık
YanıtlaSilÇok tesekkür ederiz 😊
SilDeryacım muhteşem bir söyleşi bazı yerlerini tekrar ederek okudum,son derece samimi ve çok doğru dedirten cevaplar verilmiş.
YanıtlaSilBir de hayıflandım ki ahh ah 10 yıl önce okumalıydım bunları:)
Teşekkürler canım sevgiler.
Ben tesekkür ederim. Gerçekten son derece samimiyetle detayli verilmis cevaplar. Ben de çok faydalandim.
SilHoşgeldin Derya.Birçok açıdan irdelemişsiniz sporu.Bilgiler şevklendirici olmuş.Teşekkürler...
YanıtlaSilHosbulduk. Çok istedigim bir söylesi idi blogumda yer aldigi için ben de mutluyum 😊
SilÇok güzel bir yazıyla dönmenize sevindim.Dün yayınladığım yazımda da egzersiz yapın demiştim :) Egzersiz yapmayı içselleştirmek gerek :)
YanıtlaSilYazinizi okudum çok haklisiniz spor günlük hayatimizin parçasi olmali.
SilSoruları ve yanitları sahane buldum. Başucu röportajı olmuş. Emeklerinize sağlık.
YanıtlaSilÇok tesekkür ederiz 😊
SilÇok güzel bir röportaj olmuş. Başarılı Türk kadini en sevdiğim.
YanıtlaSilEvet benim de 😊
SilÇok güzel bir röpörtaj olmuş tebrikler.
YanıtlaSilTesekkür ederiz 😊
SilSevgili Derya gerçekten de oldukça detaylı ve keyifli bir röportaj olmuş ...
YanıtlaSilEmeklerinize sağlık
Çok tesekkürler 😊
Silçok güzel bir röportaj olmuş
YanıtlaSilÇok tesekkür ederiz 😊
Silçok güzel bir röportaj olmuş teşekkürler :)
YanıtlaSilBiz tesekkür ederiz 😊
SilÇok güzel bir röportaj olmuş , keyifle okudum :)
YanıtlaSilTesekkür ederiz 😊
SilHarika bir röportaj olmuş. Hepimizin merak ettiği çok faydalı konulara değinmişsiniz. Emeğinize sağlık.
YanıtlaSilTesekkür ederiz 😊
SilEmeğinize sağlık. Çok faydalı olmuş.
YanıtlaSilhttp:// takimodam.blogspot.com
Tesekkürler.
Sil